Ergenlikte Ailelerin Yolculuğu

Ergenlik dönemi çoğu anne baba için yalnızca çocuğun büyüme süreci gibi görünür. Oysa aslında bu dönem, tüm aileyi içine alan bir yolculuktur. Çocuk kim olduğunu, ne istediğini ve hayatta nasıl bir yer edinmek istediğini sorgulamaya başladığında, anne babalar da kendi hayatlarını gözden geçirir. Çoğu zaman bu iki süreç aynı döneme denk gelir. Çocuğun ergenlik yılları, anne babanın orta yaşla yüzleştiği yıllardır. Böylece hem çocuk hem ebeveyn aynı anda bir değişim ve kriz döneminden geçer.
Çocuğun ergenlikte yaşadığı kriz; bedensel değişimlere uyum sağlama, bağımsızlaşma isteği ve kimlik arayışı etrafında şekillenir. Bu sırada anne babalar da yaşamlarının geri kalanına dair sorular sormaya başlar. “Neleri başardım, neleri değiştirmek isterim, hayatımın bundan sonrası nasıl olacak?” gibi sorgulamalar orta yaşın temel temalarıdır. İşte bu yüzden evde iki farklı ama birbiriyle bağlantılı kriz yaşanır. Çocuk özgürleşmeye çalışırken anne baba kaybetme korkusuyla daha çok kontrol etmek ister. Anne babanın kaygıları çocuğa baskı olarak yansırken, çocuğun öfkesi anne babayı daha da kaygılandırır. Birbirini tetikleyen bu karşılıklı hareket, aile içinde gerilimi artırır.
Aslında bu tabloya “paralel kriz” demek mümkündür. Ergenlik krizi ile orta yaş krizi yan yana ilerler ve çoğu zaman birbirini etkiler. Bu durum ailede çatışmalar kadar yakınlaşmalara da zemin hazırlayabilir. Çünkü ergenin kendi kimliğini bulma çabası, anne babanın da kendi yaşamını yeniden gözden geçirmesine neden olur. Çocuğun büyümesi, anne babanın da farkında olmadan yeniden büyümesine, hayatını başka bir gözle değerlendirmesine yol açar.
Bu dönemde ailelerin en çok zorlandığı nokta, farklı ihtiyaçların aynı çatı altında bir arada yaşanmasıdır. Ergen özgürlük ister, anne baba güvenlik ve sorumluluğu hatırlatır. Ergen farklı olmak ister, anne baba kendine benzemesini bekler. Bu karşıtlıkları bir çatışma nedeni olarak değil, bir gelişim fırsatı olarak görmek mümkündür. Çocuğun bağımsızlaşma çabasına eşlik ederken aynı zamanda sınırları korumak, aile içindeki dengeyi sağlar. Önemli olan, ne çocuğun ne de anne babanın ihtiyaçlarının bütünüyle yok sayılmamasıdır.
Anne babaların kendi dönemlerini “ikinci ergenlik” gibi yaşamaları da doğaldır. Orta yaşla birlikte insan kendini yeniden tanımak ister. Kimi zaman yeni başlangıçlar arar, kimi zaman geçmişe bakar, kimi zaman da ilk kez gerçek anlamda olgunlaştığını fark eder. Bu sorgulamalar çocuklarının ergenlik dönemine denk geldiğinde aile içindeki ilişkiler daha da hassaslaşır. Tam da bu noktada aileler için önemli olan, hem kendi sorularına hem de çocuklarının sorularına anlayışla yaklaşabilmektir.
Elbette bu süreç her zaman kolay ilerlemez. Tartışmaların sıklaşması, evde huzursuzluğun artması, çocuğun okul veya arkadaş çevresinde zorlanması aileleri endişelendirebilir. Bazen anne babanın öfkesi kendi kaygılarından, çocuğun sessizliği ise anlaşılmadığını hissetmesinden kaynaklanır. Eğer gerginlikler derinleşiyor, aile içinde herkes tükenmiş hissediyorsa profesyonel destek almak faydalı olur. Terapi, yalnızca çocuğu değil, anne babayı da bu yolculukta destekler. Hem ergenin kimlik arayışına eşlik eder hem de anne babanın orta yaşla yüzleşmesine yardımcı olur.
Unutulmamalıdır ki ergenlik yalnızca bir kriz değil, aynı zamanda bir fırsattır. Çocuğunuz bağımsızlaşmayı öğrenirken siz de kendi yaşamınızı yeniden gözden geçirebilirsiniz. Bu süreç, ailece yeniden birbirinizi tanımanın, ilişkileri sağlamlaştırmanın ve birlikte büyümenin bir yolu olabilir. Zaman zaman yorucu olsa da ergenlik yılları, aile bağlarını güçlendirmek için önemli bir dönemeçtir.
Tüm Yazılara Geri Dön